30 Mart 2015 Pazartesi

Şimdi değil de Ne Zaman?

Ne yapsan olmaz ya hani? Bağlı kaldığın,vazgeçemediğin hatta takıntılı olduğun şeyler vardır.
Benim için de yazmak öyle. 
Yazmadığım zaman küçülüyorum,daralıyorum sanki..
Yazsam olmuyor,yazmasam yine olmuyor.
Çünkü yazdıkca ilk yazdıklarına burun kıvırıyor insan.
Benim de sürekli blog aç-kapa durumum bu yüzden!
Profosyenel bir yazar değilim. Ama bu olmayacağım anlamına da gelmiyor değil mi?
O yüzden gitmemek,saklanmamak üzere
Amatörce bir başlangıçla buradayım!
Şimdi değil de ne zaman yapacağım ki...
Ve ilk yazımda mutlaka olmalı  dediğim,her gün mutlaka okuduğum 
Can Yücel şiirini sizlerle paylaşıyorum.
Benim en sevdiğim şiirlerindendir,umarım sizde seversiniz!
Ha unutmadan;
35 ve 40 yaşıma selam olsun!


20 YAŞ 35 YAŞ 40 YAŞ VE BUGÜN Kİ BEN 

-Şunları bir araya toplayayım. Bir güzel muhabbet edelim- diye düşündüm.

Mutfak işinden de anlarım.
Donattım sofrayı.
Bayağı uğraştım.
Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.
Bayağı da para gitti.


Birinin yediğini öbürü yemez.
Ötekinin içtiğini beriki içmez.
Dört kişilik sofra kurdum.

Mumları da yaktım.
Bak hepsi, Erick Satie severdi.
Hatırladım.
Müziği de ayarladım.

Geldiler.

20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben dördümüz.

Birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum.
40 yaşımın karşısına da, ben geçtim.
yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.


Yatıştırayım dedim.
-Sen karışma moruk- dediler. Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.

Evin de içine ettiler.

Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine ...

Can Yücel




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder