8 Ağustos 2015 Cumartesi

Benim Asfaltım

‘’Bazı kitaplar tadılmalı, bazıları yutulmalı, bir kaçı da ağır ağır çiğnenmeli ve sindirilmelidir.’’ Demiş Francis Bacon…
Öyle  güzel demiş ki… Ben kitap okumaya da kitaplara da aşığım!!. Kimisini tadıyorum, kimisini yutuyorum, kimisini de ağır ağır, sindire sindire ‘Hiç bitmese ya’ diyerek okuyorum. Okumadan önce , kitaba dokunma hani ‘ilk temas’ dediğimiz o büyüleyici an var ya işte o ana da bayılıyorum! Mest oluyor, kendimden geçiyorum. Bilmiyorum, bir tek bana mı öyle geliyor ama, o kitabın sayfalarını çevirirken gelen büyüleyici bir koku var tüm parfüm kokularını geride bırakan. Ki bence ‘kitap kokusu’ olsa parfümü de yok satar! Bu da parfüm üreticilerine bir notum olsun!
Ve ‘benim asfaltım’…
Şu sıralar takıntılı olduğum, yanı başımdan ayırmadığım kitabın adı bu değil,kitabın ismi ‘SINIR’…
‘Benim Asfaltım’ ise kitaptan bir bölümün adı… İşte hayatıma dokunan kısım o.
Yazarı Beyza ALKOÇ! Dünya tatlısı bir kız. (hayır kendisiyle daha tanışmadık, ama mesafeler sevgiye de arkadaşlığa da ASLA engel değil.) Öyle güzel, öyle içten, öyle samimi yazıyor ki… Bayılıyorum… Bayılıyorum… Bayılıyorum…
‘Sınır’ bir wattpad hikayesiydi başlarda ve sonra şahane bir ‘kitap’ oldu.
Öyle sadece bir ‘kitap’ değil ‘başucu kitabı’ olmalıydı hatta…
En azından benim ‘başucu’ kitaplarım arasında yer alıyor.
Belki konusu çok sıradan ama ben bu sıradanlığa hayran kaldım.
Ya da Beyza bu sıradanlığı okuyuculara şahane bir şekilde aktarmış.
Eminim okuyan herkes Nehir ve Bora’nın hikayesinden  kendisine bir şeyler bulacaktır.
Kitapta hem düşündüren, hem kafamıza ‘dang’ diyen öyle okkalı cümleler var ki…
Eminim altını çizeceksiniz.
Uçarak gitmek bir hayaldi, yolum yoksa yol yaratacaktım, asfalt dökecektim kendime. Çünkü güçlü insanlar böyle yapardı. ~ Benim Asfaltım


Ve Nehir kitabın sonların da diyor ki;
Çünkü çok güzel günler kaldı yaşanacak. Çok güzel aşklar var tadılacak. Her şeyden öte siz varsınız, kimse için değil ama kendiniz için, tam şimdi, şu an, kalkın ayağa. Adım atmaktan korktuğunuz her yerin dibine kadar gidin. Yaşamak ne kadar süreceğini bilmediğimiz bir filmi izlemek gibi, her an bitebilir. İşte bu yüzden, ‘şimdi olmaz’ demek yok. Şimdi olur. Şimdi çok güzel olur. Şimdi en güzel olur. Siz yeter ki kalkın ayağa. Bir yaşam istiyorsanız, gidin alın onu.
Ve ben buradan Beyza’ya kurduğu her cümleyle kalbime dokunup, ben pes etmişken, vaz geçmişken ayağa kaldırıp ‘yazma serüvenime’ geri döndürdüğü için teşekkür ediyorum. Sınır’ın da senin de yolun açık olsun!

*Bu arada ‘Sınır’ ağır ağır çiğnenip sindirilecek bir kitap*


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder