27 Nisan 2017 Perşembe

Kaldığımız Yerden Devam

Bağıra çağıra mola bitti, kaldığımız yerden devam diyorum.
Ve pek tabii
Sizinlayım!

Yazmayı özlediğimi arkadaşlarımın, artık yazmıyor musun? Ya da yazıyorsun da bize mi yollamıyorsun? Dediklerinde anladım.
Ha bir de pek içime attım, pek sinirlendim, pek kırıldım, pek çok sevdim.
Hazırsanız başlıyorum ve söz bu kadar ara vermeyeceğim.
Malum ‘’Biz şimdi ne giyeceğiz mevsimine’’ bodoslama daldık, dalmaz olaydık.
Hava bu kadar saçmayken benim normal olmamı beklemek ne bileyim…
Boz Ayı’ nın kuşa özenip bende uçmak istiyaaam diye kendini yırtması gibi bir şey.
Sevgili Boz Ayı, uçamayacaksın. Şimdi sakince o hayalini bir kenara bırak! o dev cüssen ve tatlı göbeğinle başka hayalleri geç.
Not: Seni uçmadan seviyorum.

Kaşla göz arasında Boz Ayıyı da memnun ettikten sonra kaldığım yerden devam ediyorum.
Her ne kadar bu saçma havaları sevmiyor olsam da o kışın soğuk renklerinin rafa kalkıp rengârenk içimizi açan bir çok şeyin gün yüzüne çıkması yüzümde kocaman bir sırıtmaya sebep. Ha bir de o çok sevdiğim leylak kokusunun her yeri sarması..
Sen benim bebeğimsin.

Ama keşke dalın da durduğun gibi vazomda da dursan, solmasan…
Gerçi benimki de laf, boşuna dememişler çiçek dalında güzeldir diye. Sen yine de benim seni deli gibi sevdiğimi, senin kokunu bebek kokusundan başka bir kokuya değişmeyeceğimi bil.
Çiçek dedik, bahar dedik bir de okul var.
Okuldan ziyade okulun bana kattıkları güzel benim için.
İçimden nasıl geliyorsa öyle davrandığımdan beri;  hayatta, okul da bir başka güzel sanki.
Büyümenin bana kattıkları kadar götürdükleri de oldu mesela, keşke olmasaydı dediğim.
Ama inan sevgili okur, insanların acımasız, işine geldikleri gibi davrandıklarını ve belki de en yaralayıcısı senin samimiyetini, iyi niyetini kullandıklarını gördüğümden beri kendi lügatımda birçok şeyi değiştirmek zorunda kaldım.
Gerçi samimi ve deli yanım bana özgü olduğundan onda bir değişiklik yapamadım ama bir tık azaltmaya çalıştığım gerçeği de var.

Geleceği düşünmeyi bıraktım. Tavsiye eder miyim? Bilemem.
Kişiye göre değişir.
Ama ben oldum olası maymun iştahlı bir insan evladı olduğumdan her şeyden sıkılıyorum.
Bugün A noktasına odaklanıyorsam maksimum 1 ay sonra o A noktası beniş bayım bayım bayıyor ve kendime C noktası çizmiş olarak görüyorum.. Tabi sonra o da değişiyor.
o yüzden siz yeni nesil ne der,  heh buldum ‘spontane’ yaşıyorum.
Siz de spontane yaşayın demiyorum herkesin kendi hayatı.
Ben de isterdim bir planım olsun ama işte olmayınca olmuyor.
Hem ne demişler;
Olduğu kadar, olmadığı kader.
Bir de Foça’dan ev dinimiz amin.
Çok sevgiyle, aşkla, umutla kalın.