25 Şubat 2018 Pazar

Sevginin Gücü

Dostlar ırmak gibidir
Kiminin suyu az, kiminin çok
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya
İnsanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı,
Bulanık bir göl gibi...
Ne kadar uğraşsanız görünmez dibi.
Uzaktan görünüşü çekici, aldatıcı
İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı....
Ne zaman ne geleceğini bilemezsiniz;
Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz!
İnsanlar vardır; derin bir okyanus...
İlk anda ürkütür, korkutur sizi.
Derinliklerinde saklıdır gizi,
Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız;
Yanında kendinizi içi boş sanırsınız.
İnsanlar vardır, coşkun bir akarsu...
Yaklaşmaya gelmez, alır sürükler.
Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler!
Ne zaman nerede bırakacağı belli olmaz;
Bu tip insanla bir ömür dolmaz.
İnsanlar vardır; sakin akan bir dere...
İnsanı rahatlatır, huzur verir gönüllere.
Yanında olmak başlı başına bir mutluluk.
Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk.
İnsanlar vardır; çeşit çeşit, tip tip
Her biri başka bir karaktere sahip.
 Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı.
 Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı...
İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz.
Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her şey meydanda.
Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda.
İçi dışı birdir çekinme ondan.
Her sözü içtendir, her davranışı candan...


Can Yücel dostluğu, arkadaşlığı hatta insanı ne güzel anlatmış.. Her bir satır, küçük bir çocuğun sobayla ilk tanışıp ‘sakın dokunma, cıs’ denmesine rağmen dinlemeyip dokunan çocuk gibi dokundu yüreğime. Cıs oldu, çok cıs…

Ben dostluk’’ kelimesini pek sevmem!  Neden inanın bende bilmiyorum.
Belki de dost diye nicesine sarılıp, dostluk göremediğim içindir bilemiyorum.
Ama ‘’yakın arkadaş’’ kavramı var. Ne tam dost ne de sadece arkadaş. Böyle arada, olması gerektiği gibi sanki…
Dedim ya, bilmiyorum.
Aslında bakarsanız, şu arkadaşlık mevzusu çok da konuşmak istediğim bir konu değil.
Belki sonra,  çok sonra.
O zaman neden? diye sormazlar mı adama? Sorarlar. Ben de cevaplarım. Çünkü bugün, özellikle bugün bunun üzerine bir şeyler yazmak istedim.
Teşekkür etmek istedim tüm kalbimle.
Geç olsun da güç olmasın 8 yıllık çok başka, çok farklı bir bağ.
Sevgisine sonsuz güvendiğim, bir telefon kadar uzağımda…
AMA, Her şey böyle ballı lokumlu değil. Bunlar sadece ne olursa olsun ‘baki’ kalanlar.
Tabi ki anlaşamadığımız çok nokta var, uyuşmadığımız, kızdığımız, kırıldığımız.
Ve tabi ki tartışıyoruz. Arkadaşlık dediğimiz şey  tartışmadan olur mu?. Eğer tartışılmadan güllük gülistanlık yürüyorsa bir arkadaşlık ne bileyim bence bir sıkıntı vardır yani. Ya da patlamaya az kalmıştır.
Kaç kere sevgiliden ayrılır gibi artık bu arkadaşlık yürümüyor konumuna geldik. Ama İp kopmak üzeriyken düğüm atmasını da bildik. Bu da bir tercih meselesi tabii.
O atılan düğüm ne kadar sağlam tartışılır? diyenlerde burada mı?
Buradaysanız toplanın,  size bir şey söyleyeceğim.
Çünkü BİZ de bunu dedik.
Ve inanır mısınız çok çok çok  daha sağlam oldu.
Çünkü, sevgi çok başka bir kavram ve ben sevginin gücüne sonsuz inanıyorum.
’Selam ben kızınca Whatsapp grubundan ayrılan kız.’’
Selam, sende beni gruba geri alan kız…
Teşekkür ederim!
Hayatıma dokunduğun için, beni olduğum gibi gel-gitlerimle kabul edip bağrına bastığın için.
Teşekkür ederim!
Bana yol gösterdiğin için, gözümü açtığın için, bana ilham olduğun için.
Teşekkür ederim!
İyi günümde de kötü günümde de yanımda olduğun için.
Teşekkür ederim!
Bana içimden geldiği gibi yaşamam gerektiğini hatırlattığın için.

''İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz. 
Boşa gitmez ne kadar güvenseniz. 
Dibini görürsünüz her şey meydanda. 
Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda. 
İçi dışı birdir çekinme ondan. 
Her sözü içtendir, her davranışı candan...''

‘’ her sözü  içten, her davranışı candan olan Melek! İYİ Kİ DOĞDUN CİĞERİMİN KÖŞESİ’’
Birlikte sağlıkla, mutlulukla, aşkla, başarıyla, kahkahalarla geçireceğimiz nice senelere.
Çok seviyorum nokta com.
Ve huzurlarınızda, her birinizi sevginin gücünü inanmaya davet ediyorum!
Sevgiyle, Aşkla, Umutla…
‘’Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın,
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın.
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın.
Mavi bir gökyüzümüz olsun, kanatlarımız
Dokunarak uçalım.’’
Cahit KÜLEBİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder