Bana her zaman uzak olan, daha önce görmediğim şeyler
hep daha cazip gelir. İstanbul gibi mesela… İstanbul’a laf söyletmez orda bi
ayık olun bakalım hoop derdim. Bu duygu, bu sevgi, bu aşk nerden geliyor hiç
bilmiyorum inanın. Lise 3’te gittiğim geziden ve kuzenimin ‘günübirlik’
gittiğim düğününden sonra yine düğün sebebiyle gittiğim, fakat düğün bahane
İstanbul şahane dediğim üçüncü İstanbul turum bi efsinin efsiydi.
Tüm samimiyetimle söylüyorum ŞAHANE bir yer. Gez gez bitmez…
Gezdikçe gezesin gelir.
Fakat;
Bakın fakat diyorum BANA göre değil…
Ben sessiz,sakin yerlere alışkın birisi olduğum için daraldım.
Trafik o biçim, insanlar oluk oluk üzerime geliyor sanki.
Çok fazla gezemedik belki ama bu bile bana yetti.
Kapalı Çarşı ve Mısır Çarşısına Ba-yıl-dım!
Peki ya orda yaşadığımız olaylar?
Simitçinin gözlerimin önünde yere yığılması ve benim o an şok olup yardım etmek istesem bile kendime gelememem.. Hepsi 1-2 dakika da gerçekleşti.
Ve ben şunu gördüm. İyi insanlar hala var ve bu gurur verici…
Sonra Mısır Çarşısında yemek yedikten sonra bi an kalabalıktan ‘Canlı Bomba vaaar’ diye bağrılıp herkesin bir yerlere kaçması?!
Bakın o an dedim ki; Ceren İstanbul dedin dedin gözünü çıkarttın. Helal olsun sana.. Bu kadar çok istedin burayı canlı bomba geldi buldu seni.
Meğer ortada canlı bomba falan yokmuş, yemek yedikten sonra hesabı ödememek için kaçan birkaç kişi varmış… (tabi ben buna inanmıyorum.) Ama o korku yetti de arttı bile. Düşünsenize insanlar üzerinize koşuyorlar resmen…
Ve işin ilginç olanı bence esnafların gayet sakin olmaları. O kadar alışmışlar ki..
Hatta birisi dedi ki; ‘Burada her gün ne olaylar yaşanıyor...’
Onlar alışkın, ee halkta bir nebze hemen hemen her gün yaşanılan olaylara alışkın ama ben alışkın değilim yani. Bizim bir Aynalı Çarşımız var. Orda da daha hiç böyle olay yaşanmadı yani duymadım hiç…
Onun dışında Bağcılar da kaldığımızdan orda turladık, Şirinevlere aile ziyaretine gittik ordan da bir Bakırköy yapıp eve geri döndük.
Evet Bakırköy’e gittim ve hastaneyi göremeden döndüm,üzgünüm..
Ve sonra Çanakkale…
Canım Çanakkale….
Sabah 06.00’da Çanakkale’deydim ve o sessizlik beni benden aldı.
Özetle İstanbul yaşanacak yer değilsin ama gezileceksin yersin.
Kim bilir daha ne güzelliklerin var görmediğim…
Zaten kısıtlı zamanda her güzelliğini göremezdim başka zaman yine buluşuruz.
Bu arada 5 gün 4 gece kaldığımız şahane ev sahiplerine teşekkürler.
İstanbul şahaneydi ama siz daha şahaneydiniz.
Her şey için teşekkürler!
Tüm samimiyetimle söylüyorum ŞAHANE bir yer. Gez gez bitmez…
Gezdikçe gezesin gelir.
Fakat;
Bakın fakat diyorum BANA göre değil…
Ben sessiz,sakin yerlere alışkın birisi olduğum için daraldım.
Trafik o biçim, insanlar oluk oluk üzerime geliyor sanki.
Çok fazla gezemedik belki ama bu bile bana yetti.
Kapalı Çarşı ve Mısır Çarşısına Ba-yıl-dım!
Peki ya orda yaşadığımız olaylar?
Simitçinin gözlerimin önünde yere yığılması ve benim o an şok olup yardım etmek istesem bile kendime gelememem.. Hepsi 1-2 dakika da gerçekleşti.
Ve ben şunu gördüm. İyi insanlar hala var ve bu gurur verici…
Sonra Mısır Çarşısında yemek yedikten sonra bi an kalabalıktan ‘Canlı Bomba vaaar’ diye bağrılıp herkesin bir yerlere kaçması?!
Bakın o an dedim ki; Ceren İstanbul dedin dedin gözünü çıkarttın. Helal olsun sana.. Bu kadar çok istedin burayı canlı bomba geldi buldu seni.
Meğer ortada canlı bomba falan yokmuş, yemek yedikten sonra hesabı ödememek için kaçan birkaç kişi varmış… (tabi ben buna inanmıyorum.) Ama o korku yetti de arttı bile. Düşünsenize insanlar üzerinize koşuyorlar resmen…
Ve işin ilginç olanı bence esnafların gayet sakin olmaları. O kadar alışmışlar ki..
Hatta birisi dedi ki; ‘Burada her gün ne olaylar yaşanıyor...’
Onlar alışkın, ee halkta bir nebze hemen hemen her gün yaşanılan olaylara alışkın ama ben alışkın değilim yani. Bizim bir Aynalı Çarşımız var. Orda da daha hiç böyle olay yaşanmadı yani duymadım hiç…
Onun dışında Bağcılar da kaldığımızdan orda turladık, Şirinevlere aile ziyaretine gittik ordan da bir Bakırköy yapıp eve geri döndük.
Evet Bakırköy’e gittim ve hastaneyi göremeden döndüm,üzgünüm..
Ve sonra Çanakkale…
Canım Çanakkale….
Sabah 06.00’da Çanakkale’deydim ve o sessizlik beni benden aldı.
Özetle İstanbul yaşanacak yer değilsin ama gezileceksin yersin.
O kalabalık ve kargaşada çekebildiğim *Eminönü Camiisi* |
Kim bilir daha ne güzelliklerin var görmediğim…
Zaten kısıtlı zamanda her güzelliğini göremezdim başka zaman yine buluşuruz.
Bu arada 5 gün 4 gece kaldığımız şahane ev sahiplerine teşekkürler.
İstanbul şahaneydi ama siz daha şahaneydiniz.
Her şey için teşekkürler!