‘’Bazı kitaplar tadılmalı, bazıları yutulmalı, bir
kaçı da ağır ağır çiğnenmeli ve sindirilmelidir.’’ Demiş Francis Bacon…
Öyle güzel demiş ki… Ben kitap okumaya
da kitaplara da aşığım!!. Kimisini tadıyorum, kimisini yutuyorum, kimisini de
ağır ağır, sindire sindire ‘Hiç bitmese ya’ diyerek okuyorum. Okumadan önce ,
kitaba dokunma hani ‘ilk temas’ dediğimiz o büyüleyici an var ya işte o ana da
bayılıyorum! Mest oluyor, kendimden geçiyorum. Bilmiyorum, bir tek bana mı öyle
geliyor ama, o kitabın sayfalarını çevirirken gelen büyüleyici bir koku var tüm
parfüm kokularını geride bırakan. Ki bence ‘kitap kokusu’ olsa parfümü de yok
satar! Bu da parfüm üreticilerine bir notum olsun!
Ve ‘benim asfaltım’…
Şu sıralar takıntılı olduğum, yanı başımdan ayırmadığım kitabın adı bu değil,kitabın
ismi ‘SINIR’…
‘Benim Asfaltım’ ise kitaptan bir bölümün adı… İşte hayatıma dokunan kısım o.
Yazarı Beyza ALKOÇ! Dünya tatlısı bir kız. (hayır kendisiyle daha tanışmadık,
ama mesafeler sevgiye de arkadaşlığa da ASLA engel değil.) Öyle güzel, öyle
içten, öyle samimi yazıyor ki… Bayılıyorum… Bayılıyorum… Bayılıyorum…
‘Sınır’ bir wattpad hikayesiydi başlarda ve sonra şahane bir ‘kitap’ oldu.
Öyle sadece bir ‘kitap’ değil ‘başucu kitabı’ olmalıydı hatta…
En azından benim ‘başucu’ kitaplarım arasında yer alıyor.
Belki konusu çok sıradan ama ben bu sıradanlığa hayran kaldım.
Ya da Beyza bu sıradanlığı okuyuculara şahane bir şekilde aktarmış.
Eminim okuyan herkes Nehir ve Bora’nın hikayesinden kendisine bir şeyler bulacaktır.
Kitapta hem düşündüren, hem kafamıza ‘dang’ diyen öyle okkalı cümleler var ki…
Eminim altını çizeceksiniz.
‘Uçarak gitmek bir hayaldi, yolum yoksa yol yaratacaktım, asfalt dökecektim
kendime. Çünkü güçlü insanlar böyle yapardı.’ ~ Benim Asfaltım
Ve Nehir kitabın sonların da diyor ki;
Çünkü çok güzel günler kaldı yaşanacak. Çok güzel aşklar var tadılacak. Her
şeyden öte siz varsınız, kimse için değil ama kendiniz için, tam şimdi, şu an,
kalkın ayağa. Adım atmaktan korktuğunuz her yerin dibine kadar gidin. Yaşamak
ne kadar süreceğini bilmediğimiz bir filmi izlemek gibi, her an bitebilir. İşte
bu yüzden, ‘şimdi olmaz’ demek yok. Şimdi olur. Şimdi çok güzel olur. Şimdi en
güzel olur. Siz yeter ki kalkın ayağa. Bir yaşam istiyorsanız, gidin alın onu.
Ve ben buradan Beyza’ya kurduğu her cümleyle kalbime dokunup, ben pes etmişken,
vaz geçmişken ayağa kaldırıp ‘yazma serüvenime’ geri döndürdüğü için teşekkür
ediyorum. Sınır’ın da senin de yolun açık olsun!
*Bu arada ‘Sınır’ ağır ağır çiğnenip sindirilecek bir kitap*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder