29 Kasım 2015 Pazar

Hayat Kısa

Şu an, tam şu an...
Gözlerimi kapatıp, derin nefes alıyorum.
Tüm kalbimle şükür diyorum.
İnsanoğlu, bazı şeyleri yaşamadan hayatı anlayamaz.
Misal, haberleri açarız canımızı sıkan, bizi üzen bir haberse kanalı değiştiririz.
Benim dün böyle bir şansım yoktu.
Ya da bazı acı olaylar, hep başkalarının başına gelir zannederiz.
Benim dün başıma geldi.
Hiç bir zaman; ölü, yaralı, kriz geçiren vs bir olay gördüğümde soğukkanlı olamazdım.
Dirençsizdim ben.
Ama o olayı yaşadığın zaman olabiliyormuşsun onu öğrendim.
Dün benimde içinde bulunduğum bir trafik kazası oldu.
Ve benim sınıf arkadaşım da yanımdaydı.
O bana nazaran şanslıydı, oturduğu için. Ben ayakta olduğum için savruldum.
Yere düştüm...
Hani derler ya hayatım film karesi gibi gözümün önünden geçti diye.
Gerçekten doğruymuş.
En başta ailem vardı, sahi onlar bensiz ne yapardı?
Sonra sırayla ertelediklerim, hayallerim, kırgınlıklarım, kızgınlıklarım geldi gözümün önüne.
Hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkıp arkadaşıma baktım. Otobüsteki herkes 'şokta'
O an kendi acımı düşünmedim. Oysa ilk kendimi düşünürüm zannederdim.
Benden çok daha kötü durumda olanlar vardı.
Yaşlı amca, küçük bir kız çocuğu ve hala kulaklarımdan 'yavrum' çığlığı gitmeyen annesi ve panik atağı olan bir genç kız.
Yardıma ihtiyacı olan insanlar varken ben kendimi düşünemedim, arkadaşımda...
Elim ayağım titrese de yardımcı oldum/olduk.
Yanımıza gelen ambulans görevlisine düştüm,belim de ağrı var gibi önemli değil dedim.
 Çok sonra, düştüğüm için belimin ve kolumun acısını hissetim.
Ve çok sonra arkadaşımla sarılıp,ağladık.
Allah korudu.
Verilmiş sadakamız varmış.
Ve halkımızın ne kadar bilinçsiz olduğunu gördüm. Bir kaza anında olayı izlemek yerine orada ki insalara yardımcı olabilseydiniz keşke.
Kendi adıma gördüğüm her yardıma muhtaç insana koşarak gideceğimi tüm samimiyetimle söylemek isterim.
Biraz bilinçlenmeliyiz.
Ne yaşarsam yaşayayım eğer iyiyse onun bana bbir ödül, kötüyse bir ders olduğunu düşünürüm kendimce.
Yaşadığım bu acı olaydan da kendimce bir ders çıkardım.
Ve öğrendim ki;
Hayatta ertelememek gerek! İnandıklarının peşinden gitmek gerek.
Pes etmemek gerek.
Zaman varken şans da, fırsat da vermek gerek.
Her güne 'şükürle' uyanmak, gülümsemek, her anı doyasıya yaşamak gerek.
Kimseyi her ne olursa olsun kırmamak gerek. Varsın insanlık bizde kalsın.
Bu olayı kendimi acındırmak, vah tüh dedirtmek için anlatmadım,yazmadım.
Sadece, Cemal Süreya'nın da dediği gibi

                                   
Hayat kısa, kuşlar uçuyor...

23 Kasım 2015 Pazartesi

Bir Öğretmen Tanıdım

‘Öğretmen’...
Sana hayatında gitmek istediğin yolu en doğru şekliyle göstermek için çabalayan kişi..
Öyle değerli, öyle kıymetliler ki…
Ve en kıymetli başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün en sevdiğim sözü der ki;

‘’ Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…’’
Ve bir nesli eğitmek öyle dışarıdan göründüğü gibi kolay değil.
Öyle zor ki…
Günümüz ‘öğretmen’ kavramına pek değinmek istemiyorum.
Ve tüm samimiyetimle diyorum ki,
Ben çok şanslıydım.
Öyle değerli, kıymetli öğretmenler tanıdım ki…
Sevgim de saygım da sonsuz onlara…


Ben bir öğretmen tanıdım,
İlkokul 2. Sınıfım o zamanlar… 1.sınıftaki okuldan nefret ettiren öğretmenimi unutturup, ‘Her öğretmen öyle değildir Ceren’ diye fısıldadı sanki kulağıma.
Sisli Şırnak yollarında sırf Gökmen öğretmenimin dersi var diye gittiğimi biliyorum.
Öyle çok özledim ki…
İyi ki
 Gökmen Yılmaz iyi ki…


Ben bir öğretmen tanıdım,
Lise 1 deyim… ‘Biyolojiden Nefret Edenler?’ grubu açıp Biyoloji öğretmenimi o gruba davet ettim.
Belki dersinden hiç yüksek not alamadım, belki sırf biyoloji korkumdan MF seçmedim bilemiyorum.
Ama Ben Hakan hocayı çok sevdim!
Ve Hakan hocanın okulda ‘dadaları’ vardı. Valla ben de bence onlardan biriydim.
Hakan hoca demek dadaları demekti.
Bana ‘silkelenip kendime gelmeyi öğretti’
İyi ki
Hakan Yatar iyi ki…


Ben bir öğretmen tanıdım,
Matematik branşındaki  hocamı Girişimcilik diye böyle seçmeli bir derse girerken gördüm, tanıdım.
Vallahi Suat hocayı anlatmaya kelimeler yetmez.
Bir kere ben onun kızıyım! Öğrencisi değilim artık.
Suat hoca, kesinlikle peşini bırakmayacağım çok değerli biri.

Bana matematiği sevdiren, yılmadan çalışmamı sağlayan, pes ettirmeyen
sen neler atlattın,bunu mu atlatamayacaksın diyen
kalbimin en güzel köşesinde olan en kıymetli öğretmenim.Ve şahane motive eder! :)
İyi ki
Suat Yılmaz iyi ki…


Ben bir öğretmen tanıdım,

Edebiyattan önce soğutan sonra beni edebiyata aşık eden…
Anne yarısı
Bir melek
Şahane bir öğretmen…
Ve hep yanımda olan.
Yazı yazmamda ki en tatlı etken.
Suat Hocanın kıymetli eşi, benim de kalbimin en güzel köşeciğinde bulunan
Zuhal Yılmaz
İyi ki, iyi ki, iyi ki…


Ben bir öğretmen tanıdım,
Okuldan taini çıktı, hop peşinden ben de gittim. Dersini hiç sevemedim belki ama kendisini çok sevdim,seviyorum,seveceğim..
Canım da canım!
Ve bir anımızı paylaşmak istiyorum.
Hayatımda hiçbir zaman tarih testi çözmeyi beceremedim. Lise son da seçmeli tarih dersinde öyle şahane kopya çekmişim ki Sinem hoca beni arıyor.
Hayır yani sen kim tarih sınavında ki 10 test sorusunun 9una doğru cevap vermek kim?
Kadın şok, kadın iptal doğal olarak. :)
Gülerek hatırlıyorum o günleri…
Ve bir de en sevdiğim şehre sizinle gitmek ayrı güzeldi…
Tüm kalbimle İyi ki
Sinem Güner Şarlayan İyi ki…


Ben bir öğretmen tanıdım,
Görünce pozitif enerji aldığım.
Şahane gülen.
Ve bence çok güzel bir kadın.
Kalbimi fetheden, derste çok güzel bağıran
Şebnem Külter Kapubağlı
İyi ki, iyi ki, iyi ki…
Ben bir öğretmen tanıdım,
Öyle güzel edebiyat anlattı ve öyle güzel sorular çözdük ki..
Danışman öğretmenim.
Beni sakinleştiren, çok sevdiğim
Çanakkale’de eksikliğini fazlasıyla hissettiğim
Erkan Sağlam
İyi ki, iyi ki, iyi ki…


Ben bir öğretmen tanıdım,
Üniversite sınavına ikinci kez hazırlanırken tanıdım hatta.
Ve itiraf, ilk başta dedim ki yok biz bu kadınla cık cık…
Bir de danışman öğretmenim…
Nasıl olacak falan derken canım oldu! Şahane şeyler paylaştık.
En büyük tutkumuz, kitaplarımız üzerine konuştuk.
İyi ki
Aycan Ateş iyi ki…


Ben bir öğretmen tanıdım
,
Adamı çıldırttım. Ben pes ettikçe karşımda buldum.
Olmuyor bu geometri uğraşmayalım dedim uğraşalım dedi.
İyi ki
Birkan Ayan iyi ki..


Ben bir öğretmen tanıdım,
Birkan hocanın eşi.
Dersime girmedi ama birebir derslerde beni benden aldı.
Bir insan bu kadar içten olabilir mi?
Olabiliyormuş.
İyi ki
Sema Ayan iyi ki…


Ben bir öğretmen tanıdım
Dersinden hiç anlamam!
Ama kendisini çok severim.
Öyle başarılı ders anlatır ki… Sırf aklımızda kalsın diye sınıfta yapmadığımız şeyler kalmadı.
İyi ki
Atakan Yenici iyi ki…


Ben bir öğretmen tanıdım,

8 sene öncesinde kaldı.
Nasıl kıymetli, nasıl değerli…
Vedalaşırken çok ağladığımı çok net hatırlıyorum.
Ve çok özlediğim,
 eski Boğaziçi Dershanesinin çok kıymetli öğretmeni
Murat Karaca
İyi ki, iyi ki, iyi ki,
 Ve sanırım bu liste öyle uzar gider ki…
Ben cidden baya şanslıymışım…
Lise de en güzel günaydını yapan
Fulin Demirci, Coğrafya çok zor hocam ya - hayır zor değil yaparsın Ceren diyen Muhteşem Kahraman Aslında bu matematik yolculuğunda bana Trigonometriyi sevdiren, gülerken gözleri kısılan çok sevdiğim Adem Özyurt Okumanın yaşının olmadığını öğreten, dersahanede hep yanıbaşımda olan  Ayşenur Hekimoğlu
Tatlı akraba, en sevdiğim, güzel gülen Seda Aksoy
İngilizceyi beraber oldurduğumuz şahane öğretmen, birlikte daha çok şey yapacağız, biliyorum.Sezin Köstem Köksal
Her biriniz iyi ki, iyi ki, iyi ki…
Her biriniz hayatıma sihirli değnek gibi dokundunuz.
Hepinizden öyle değerli şeyler öğrendim ki...
Hiç biriniz unutulmadınız.
Her zaman kalbimin en güzel köşeciğinde olacaksınız.
Çünkü, İz bırakanlar unutulmaz…
Sizleri çok seviyorum!
Öğretmenler gününüz kutlu olsun.
Hepiniz çok kıymetlisiniz.

Ve canım arkadaşlarım
Tuğçe ÇİL ve Yeşim AYCAN şahane birer öğretmen olacağınızdan şüphem yok.
Gününüz kutlu olsun.
Sizleri seviyorum.




20 Kasım 2015 Cuma

Meğer...

Bazen sadece durup, 'hop alo kardeşim sen napıyosun?' demek gerekiyormuş kendimize.
Seni ciddiye almadığı zamanda 'tatlı dille' anlatmak gerekiyormuş.
Yok 'tatlı dilden' anlamıyorsa 'sivri dille' üstüne basa basa konuşmak gerekiyormuş.
Kendimizle...
Ben mesela, bayılırım kendimle konuşmaya.
Deli miyim neyim? (tabii delilik biraz var,belki daha fazla)
Konudan sapmayalım da anlatmak istediğim 'öz' mevzuya gelelim...
Belki yetiştirilme tarzımdan, belki 'önce iyi insan olma' merakımdan belki de ikisinin harmanlanmasıyla kimseyi kırmak istemeyen bir yapıya sahibim.

-Aman kimse kırılmasın.
-Ya şimdi bu bence yanlış ama şimdi söylesem yanlış anlar ki o beni.
-Gerçekleri yüzüne ah bir söyleyebilsem neler neler olacak. (ne olacak arkadaşlık bitecek mesela)
-Alttan alayım en iyisi.
-Susmak iyidir,susalım bence.
-Tamam onun fikri şimdi kendince iyide benim fikrim de bu şimdi anlamaz o off susalım bence boşver.

Valla bu liste daha uzar, ben size söyliyeyim. Geçen gün bu listedekileri yaparak (kendimce doğru yaptığımı zannederek) dev sarsılmaya uğradım!

Meğer yeri geldiğinde insanları kırmalıymışım, her zaman 'Ben' kırılacağıma birazda 'karşımdakiler' kırılmalıymış.

Meğer gerçek arkadaşlar lafı dolandırmadan gerçeği ya da ne hissediyorsa onu araya üçüncü bir kişi almadan, direk sorun kimdeyse onunla paylaşmalıymış.

Meğer küçük beyaz yalanlar büyüyüp kocaman olabiliyormuş! O yüzden eğer mevzu bir 'arkadaş' bir 'dost' ise konu direk tüm gerçekliğiyle o kişiyle konuşulmalıymış.

Meğer yeri geldiğinde susmamalıymışsın. Hissettiğini, düşündüğünü ya da her neyse söylemeliymişsin.

Meğer fikirler önemliymiş..

Meğer kimse beni sevmek zorunda değilmiş. Meğer herkesi memnun edemezmişiz.

Meğer gülüp geçmek de lazımmış...

Ben ne çok yanlış yapmışım
'meğer'
Neyse ki; doğruyu gördüm. Kimseyi kırıp,üzmek istemem. Benim kişiliğime çok aykırı ama sanırım 'bazen' kırmak gerekiyor..
Bilmiyorum sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda ama ben 21 yaşındayım ve şunu öğrendim;
-Ne yaparsan yap, karşındakini kırmamak için çabala yine de yaranamazsın. Sen sadece 'kendi yolundan' vazgeçtiğinle kalırsın. Sırf kimse kırılmasın diye yaptığın, vazgeçtiğin o şey her neyse sana 'keşke kırsaydın' olarak geri dönüyor. Ama yine de tüm kalbimle 'benim hayat yolum' da 'Ben' varsam eğer, ve 'ben' başrolsem eğer sanıyorum çevremdekilere 'izlemek' düşüyor. Ve tüm samimiyetimle 'önce iyi insan olmak'
Sevgiyle ve umatla kalın!

Nefes alıyorsak umut var demektir...

Unutmayın ;)