Hayatımın
hangi döneminde olursam olayım mantık hep aynı.
Sevmediğim, beni mutlu etmeyen, aşkla yapamadığım, okuyamadığım şeyi bırak
gitsin, uçsun gitsin. Ne gerek var ki kendi enerjini düşürmeye?
Evet, belki deli gibi istedim. Ulaştım da belki. Sonra mı? Sonrası hüzünse,
sonrası küfürse, sonrası hay ben seninse eğer ne yapayım ben onu?. Ne gerek var
hayatımı mahvetmeye? Neden biliyor musun? Çünkü fazla param, efsane lüks bir
evim ve arabam olsun değil istediğim. Tek istediğim; aşkla yapacağım bir iş.
Üretebileceğim, bağrıma basacağım bir iş.
Kısaca ne biliyor musun? Beni mutlu eden bir iş!
(işten yürüyorum ben ama bu okulda olabilir, inanın sevmediğiniz hiçbir şey
çekilmez. Sevmediğiniz bir kız/erkek arkadaşınızla hayat geçer mi? Benim lügatta
geçmiyor sevgili okur)
Şimdi Türkiye şartlarında sevdiği işi yapanlar bir elin parmaklarını geçmez
klişesine ‘ben’ giremeyeceğim. Çünkü,
bunun bir bahane olduğunu düşünüyorum.
Yani ben böyle düşünüyorum, sizi bilemem.
İstediğim şey ne hala emin değilim ama ne istemediğimi çok net biliyorum o da
bana yetiyor.
Huzursuz, stresli, mutsuz ve her gün ‘off’layarak bir işe gitmek istemiyorum.
Zaten hayat şartları çoğu zaman zor, üzülüyoruz, modumuz düşüyor.
Bari işimiz aşkla olsun.
Bari işim aşkla olsun. Güle oynaya
gideyim.
Huzur bulayım (tabi ki her gün güllük gülistanlık olmaz ama genel itibariyle
huzurluysam arada çıkan pürüzler çok da önemli değil)
Bahaneleri kabul etmiyorum, bahanelerin arkasına sığınmayı da!
Belki de o yüzden ‘sil baştan’ hazırlığındayım.
Bak, tüm samimiyetimle söylüyorum sana.
İstersen müdür de olursun.
Ben bir şirketin müdürü değilim, kendi hislerimin bahçesinin müdürüyüm.
İnanılmaz mutluyum, huzurluyum ve inanır mısın burada suratı asık insan yok.
Suratı asık insan girmeye çalıştığında elektirik çarpıyor ona… İçin rahat olsun.
Burada herkes deli! Eğer içinde birazcık delilik varsa,
Seni de davet ediyorum.
Şarkı önerisi olarak, Kenan Doğulu-Aşk ile Yap! (çok manidar değil mi?)