Yüzleşme…
Bir çok insanla, ailenle, arkadaşlarınla, sevgilinle yüzleşmeye cesaret edersin
de kendinle yüzleşmeye cesaret edemezsin.
Kabul etmezsin , çünkü kendine itiraf etmek ağır gelir. Kaçmaksa bu oyunun en
kolay kısmıdır.
Kimine göre güzelken, kimine göre çirkinsindir.
Kimine göre enerjikken, kimine göre fazla olumsuzsundur.
Kimine göre başarılıyken, kimine göre başarısızsındır.
Kimine göre (fiziken) zayıfken, kimine göre şişmansındır.
Bu liste böyle uzar gider de sen kendine göre nasılsın?.
Zayıf mısın mesela? Ya da çirkin misin?
ya da başarılı olarak görüyor musun kendini?.
ya da hepsini geçtim, sen nasılsın sahiden?. Güneşli misin? Parçalı bulutlu
musun yoksa yağmurlu musun?.
İtiraf ediyorum,
Bununla yüzleşmem çok ağır oldu. Kendimi kabullenmem, defolarımı sevmem,
duvarlarımı yıkmaya çalışmam ve dahası…
Hiçbir şey göründüğü gibi değildi.
Kendi egonuzun efendisi bir şekilde yüzüme karşı ‘salaksın’ dediğiniz zaman da
kendimi toparlamaya çalışıyordum.
Çünkü ben zaten, kırılmış ve kendini kırmış bir kızdım.
Ve ağlarken akan rimelim de, nasıl göründüğüm de umurumda değildi.
Sonra kalktım, aynanın karşısına geçtim.
Ağlamaktan gözleri şişmiş,burnu kızarmış, rimeli akmış, saçları dağılmış kıza
baktım..
Vay be dedim.
Nerden nereye görüyor musun , hazır mısın diye de sormayı ihmal etmedim.
Her ne kadar bu yüzleşmeye hazır olmadığımı bilsem de, deli cesaretiyle işte ağlayarak ‘Hazırım’ diye bağırdım.
Yorgun olduğunu biliyorum ama insanların seni yormasına, üzmesine izin veren
sensin. Kendine acı çektirmeyi, kendine yüklenmeyi bırak. Sahiden bırak çünkü
asla işe yaramıyor. Kaçma.
Seviyorsan git söyle. Sevmiyorsan konuşma. Hayatını kendin kolaylaştırabilirsin
ve yine hayatını kendin zorlaştırırsın.
Hayatında olan insanların senin evinin (kalbinin) sahipleriymiş gibi
davranmalarına izin verme , unutma onlar misafir. Kimi uzun süreli kimi kısa
süreli. Evi onlara teslim edip, kendi evini terk etme.
ve ağlama.
ve pes etme.
ve artık taviz verme
ve vazgeçtim, seviyorsan gidip konuşma. Git yüzüne tükür.
Evet doğru anladınız, yüzleştiğim kişi kendimdim.
Sonrası acı…
Sonrası ah be…
Sonrası umut …
Sonrası aynayla kucaklaşma…
-Bu arada sen hiç aynaya baktın mı diyen arkadaş, baktım.
Uzun zaman aldı ama bakıştık. Ve senin aksine,
Biz birbirimizi çok sevdik (beni sevmediğin için sana ne kadar teşekkür etsem
az) sonra sarıldık. Kucaklaştık. Özür
diledik.
Söz verdik, güzel şeylerin bizim tarafta olduğunu kesinleştirdik.
Ha bu arada haberini de aldım,
Evlenmişsin, umarım ‘güzeller güzeli’ eşinle ayna karşısında bir ömür mutlu
olursunuz…-
Ayna ayna söyle ona, ondan güzeli yok bu dünyada!
Ve sonra durdum, düşündüm.
Sevgi
en en kıymetli şey sensin.
Sevgi,
senin çözemeyeceğin hiçbir şey yok, tıpkı renkli balonlar gibi..
ve evet, hayat en en en güzel hediye.
*kendinizle yüzleşmekten korkmayın*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder